Perşembe, Aralık 13, 2007

Doğanın Çağrısı

Her işinde yaptığı gibi gecenin karanlığıyla ahenkli olması için siyah kıyafetlerini giymiş, el çantasını hazırlıyordu. Önce siyah plastik saatini koluna taktı. Zaman her görevinde en önemli silahı olmuştu. Eldivenlerini ve beresini, kilit takımlarını, tırmanma ve gece görüş techizatını dikkatlice çantasına yerleştirip odanın zemininde bulunan gizli dolabın kapağını kapatıp, halıyı dikkatlice üzerine örttü.

Önce bir fincan kahve almak için mutfağa uğradı ve oradan yüzünün karanlıkta parlamasını engelleyecek boyayı sürmek üzere banyoya yöneldi.

Siyah boyanın bittiğini farkettiğinde yaşadığı hayal kırıklığını çabuk attı üzerinden. Eski sevgililerinden birine ait olduğunu düşündüğü siyah göz kalemini bulmayı ümit ederek koşar adımlarla yatak odasındaki şifonyere doğru yöneldi.

Kısa bir süre sonra garajın içerisinde aracının yanıbaşında dikiliyordu. Kumanda düğmesine dokunarak kapının yavaş yavaş açılmasını seyretti. Aracına binip, derin bir nefes alarak kontağı çevirdi. Yaklaşık yarım saatlik kısa yolculuğuna başlamak üzere ayak parmaklarının ucuyla aracın gaz pedalına dokundu.

Karanlık orman yolunda ilerlerken gözü gösterge panelinin sağında duran ufak saate takıldı. Bir iki dakika içerisinde başlangıç noktasına varmış olacak ve görevine başlamak için harekete geçebilecekti.

Saat 02:45
Önce farlarını kapatıp aracını uygun bir yere gizledi. Kontağı kapatıp, hazırlıkların son kısmını tamamlayabilmek için aracın arka tarafına geçti. Gizli bölmeye yerleştirmiş olduğu çantasını çıkarıp, eldivenlerini taktı. Çantanın içine dürbünlü tüfeğini ve iki adet el bombasını dikkatlice yerleştirdikten sonra belinden tabancasını çıkartarak ucuna susturucusunu vidaladı. Çantanın içindeki malzemelerini bir kez daha kontrol edip, fermuarını kapattı. Siyah botlarının bağcıklarını sıkı sıkı bağladı. Çantasını sırtına taktıktan birkaç dakika içerisinde eğilerek sessiz adımlarla girdiği çalıların arasında gözden kaybolmuştu bile.

Saat 03:00
Yaklaşık on dakikadır gizlendiği tepenin yamacındaki tesisi gözetliyor ve nöbetçilerin görev değiştirme saatinin gelmesini bekliyordu.

Saat 03:03
Saatine baktı, kristal camdan yansıyan yüzünü gördü. Artık siyah göz kaleminin siyah boyadan daha işlevsel olduğunu düşünüyordu, üstelik istediği gibi "şekilli" boyayabilmişti yüzünü. Bir an için dağılan dikkatini toplayarak saatine odaklandı ve iki dakika içerisinde nöbet değişiminin gerçekleşeceğini hatırladı.

Şimdiye kadar aldığı tüm görevlerden başarıyla ayrılmasının nedeni karşısına çıkabilecek bir çok ihtimali düşünerek en az iki ana plan hazırlamadan harekete geçmiyor olmasıydı. Yine aynı şekilde planlarını hazırlamış ve öncelikli planının gerektirdiği şekilde tesisin yüksek yan duvarlarının olduğu yöne doğru harekete geçmişti.

Saat 03:05
Saklandığı çalılardan nöbetçilerin nöbet değişimi için toplandıklarını görebiliyordu. Hemen harekete geçerek yüksek taş duvarın dibine kadar girdi. Çantasından çıkardığı havalı düzeneği kurdu, duvarın tepesine doğrultup tetiğine dokundu. Namlunun ucundan hızla fırlayan kanca duvarın tepesine tutunduğunda çantasını tekrar sırtına takmış ve duvara tırmanmak için harekete geçmişti bile.

Saat 03:07
Duvarın yanındaki konteynır nöbetçiye görünmeden arkasından yaklaşarak boğazını kesmesi için güvenli bir mevzi sağlamıştı. Duvarın dibindeki karanlık aralığa kadar nöbetçiyi taşıyıp, ağır cesetle birlikte bir sonraki nöbetçiyi beklemek üzere karanlığa gizlendi.

Saat 03:08
Nöbetçi arkasını döndüğünde boynunu kırmak üzere harekete geçti. Önce öndeki sütunun arkasına hızlı adımlarla saklandı, bir an bekledikten sonra nöbetçiye doğru hamlesini yaptı.

Aynı anda sütunun hemen arkasında doğanın çağrısına uymak zorunda kalan bir diğer nöbetçi pantolonunun fermuarını kapatmış, yerine dönmek üzere ilerliyordu. Tam da boynunda asılı duran silahın namlusuna elindeki ıslaklığı silerken farketti onu. Önce afalladı ve gözlerini kıstı. Çok geçmeden durumu kavrayarak işaret parmağını tetik muhafazasından içeri geçirip otomatik tüfeğin soğuk kabzasını kavradı. İşaret parmağının ucuyla tetiğe dokunması ve namludan fırlayan sıcak sarı alevlerin görünmesi bir olmuştu.

Saat 03:09
Bugüne kadar onlarca görevi başarıyla bitirebilmiş olmasının sebebi gerçekleşebilecek hemen her ihtimali hesaplayarak en az iki adet ana plan hazırlıyor olmasıydı. Dolayısıyla bir terslik olduğu zaman hep hazırlıklıydı ve her defasında üstesinden gelmeyi başarmıştı; tâ ki bugüne, doğa parmağını planına sokana kadar...